top of page
Yazarın fotoğrafıEmil Mammadov

WhatsApp ve Benzeri Uygulamaların Hekim-Hasta İletişiminde Kullanımı Sağlıklı Mıdır?




Günümüzde WhatsApp gibi anlık mesajlaşma uygulamaları, yaygın kullanımları nedeniyle hekim-hasta iletişiminde önemli bir yer edinmiştir. Peki bu iletişim şekli ne kadar sağlıklıdır?

Bu yazıda, WhatsApp gibi uygulamaların hekim-hasta iletişiminde kullanımını incelemeye çalışacağım.

Faydaları:

- İletişim Kolaylığı ve Hızlı Bilgi Paylaşımı: WhatsApp, doktorlar ve hastalar arasında hızlı ve kolay bir iletişim kanalı sağlayarak randevu hatırlatmaları, test sonuçlarının paylaşımı ve acil durumlarda hızlı bilgilendirme gibi konularda faydalar sunar. Özellikle coğrafi olarak uzak bölgelerde yaşayan hastalar ve yoğun çalışan doktorlar için bu kolaylık önem taşır.

- Hasta Takibini ve İlişkiyi Geliştirme Potansiyeli: WhatsApp, doktorların hastalarla daha sıkı bir iletişim kurmasını sağlayarak hasta-hekim ilişkisini güçlendirebilir. Özellikle kronik hastalıkların takibinde ve hasta motivasyonunun sağlanmasında bu yakın iletişim olumlu etkilere sahiptir. Örneğin, diyabet hastaları, doktorlarına düzenli olarak kan şekeri ölçümlerini gönderebilir, diyet ve ilaç kullanımı konularında danışabilir ve sağlık durumları hakkında bilgi alışverişinde bulunabilirler.

- Uzaktan Sağlık Hizmetlerine Erişim: WhatsApp, uzak bölgelerde yaşayan veya fiziksel olarak kliniklere ulaşmakta zorluk çeken hastalar için uzaktan sağlık hizmetlerine erişim imkânı sunabilir. Bu durum, sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikleri azaltma potansiyeline sahiptir.

Peki Riskleri Var Mıdır?

- Gizlilik ve Veri Güvenliği Endişeleri: WhatsApp üzerinden hasta bilgisi paylaşımı, gizlilik ve veri güvenliği açısından önemli endişelere yol açmaktadır. Uygulamanın kişisel verileri nasıl kullandığına dair endişeler mevcuttur. Bazı araştırmalar, hasta onayı olmadan WhatsApp gruplarında hasta bilgisi paylaşımının yaygın olduğunu ortaya koymuştur. Bu tür veri paylaşımlarının, hasta mahremiyeti ve tıbbi gizlilik açısından ciddi sonuçları olabilir. Özellikle sağlık sektöründe, hasta bilgilerinin güvenli bir şekilde saklanması ve paylaşılması büyük önem taşır. WhatsApp gibi geniş kullanıcı tabanına sahip uygulamaların, bu tür hassas verilerin korunması konusunda yeterli güvenlik önlemlerine sahip olup olmadığı sıkça tartışma konusudur. Veri güvenliği endişeleri, sadece hasta bilgilerinin gizliliği açısından değil, aynı zamanda veri sızıntısı riskiyle de ilişkilidir. Sağlık verilerinin yanlış ellere geçmesi, kötü niyetli kişilerin hedefi olması ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, sağlık profesyonelleri ve hasta bakımıyla ilgilenen kişiler, veri güvenliği konusunda ekstra dikkatli olmalı ve güvenli iletişim kanallarını tercih etmelidir. Uygulama geliştiricileri tarafından ise şeffaf ve güvenli veri paylaşımı protokolleri oluşturarak, hasta bilgilerinin korunması ve gizliliğinin sağlanması için adımlar atılmalıdır.

- Yasal Sorumluluk ve Belirsizlik: WhatsApp üzerinden yapılan tıbbi konsültasyonların kayıt altına alınmaması ve mevcut yasal düzenlemelere tam olarak uyum sağlamaması, doktorları yasal risk altına sokabilir. WhatsApp üzerinden verilen bir tıbbi tavsiye sonrasında oluşabilecek sağlık sorunlarının yasal sonuçları, doktor için ciddi olabilir. Özellikle eksik verilen bilgiler nedeniyle oluşabilecek tıbbi hatalarda doktor kendini koruyacak bir yasal dayanaktan mahrum kalabilir.

- Mesleki Sınırların Aşınma Riski: WhatsApp, hastaların doktorlarına mesai saatleri dışında sürekli olarak mesaj atması veya doktorların hastalarının özel hayatlarına müdahale etmesi gibi durumlar yaratarak, profesyonel sınırları belirsizleştirebilir. Bu, hem doktorlar hem de hastalar için sağlıklı sınırların korunmasını zorlaştırabilir.

Etik Sorunlar:

- Hasta Onayı ve Bilgilendirilmiş Onam: WhatsApp üzerinden hasta bilgisi paylaşımı öncesinde hastanın açık rızasının alınması etik açıdan zorunludur. Ancak, doktorların bu konuda yeterince hassasiyet göstermediği ve hasta onayı almadan WhatsApp kullandığı görülmektedir. Bu durum, hasta haklarının ihlaline yol açabilir.

- Mesleki Sorumluluk ve Tıbbi Hata Riski: WhatsApp üzerinden verilen tıbbi tavsiyelerin sorumluluğu net değildir ve bu durum etik sorunlar yaratabilir. WhatsApp üzerinden yapılan iletişimde yaşanabilecek yanlış anlamalar veya eksik bilgiler, tıbbi hatalara yol açabilir ve bu hataların sorumluluğunu belirlemek zorlaşabilir. Hasta tarafından gönderilen tetkik sonuçları veya görüntüler, muayene yapılmadan değerlendirildiğinde her zaman eksik kalabilir. Bu durum, doktorun vereceği tıbbi tedavi önerilerinde hata yapmasına yol açabilir. Özellikle mesajlaşma platformlarında görüntülerin kalitesinin, otomatik sıkıştırma ile düşürülmesi, hastanın mevcut durumunu olduğundan daha iyi ya da daha kötü gösterebilir, bu da doktorun kararını olumsuz etkileyebilir. Örneğin, bazı röntgen filmlerinde görüntü kalitesinin yetersiz olması yanlış teşhise neden olabilir. Kişisel pratiğimde, bana gönderilen röntgen görüntüleri ile hastane sistemindeki görüntüler arasında bazen hasta için hayati olabilecek farklar olduğunu gördüğümden mesajlaşma platformlarından gönderilen görüntüler üzerinden yorum yapmamaya özen gösteriyorum.

- Eşit ve Adil Hizmet Sunumuna Engel: WhatsApp kullanımı, tüm hastalar için eşit ve adil bir sağlık hizmeti sunulmasını engelleyebilir. Dijital imkanlara erişimi olmayan veya bu uygulamaları kullanmayı tercih etmeyen hastalar dezavantajlı duruma düşebilir. Bu durum, sağlık hizmetlerinde adalet ilkesine ters düşmektedir.

Ek Önemli Hususlar:

- Dijital Okuryazarlık: Hem doktorlar hem de hastalar, bu tür uygulamaların nasıl güvenli ve etkili bir şekilde kullanılacağı konusunda yeterli bilgiye sahip olmalıdır. Özellikle teknolojiye aşina olmayan hastalar için bu tür iletişim kanalları, anlaşılabilirliği zorlaştırabilir ve yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Bu nedenle, dijital araçların kullanımına yönelik eğitimlerin yaygınlaştırılması, olası riskleri azaltmak açısından önemlidir.

- Uygulama Geliştiricilerinin Sorumluluğu: Uygulama geliştiricileri, sağlık bilgilerinin paylaşımı sırasında gizlilik ve güvenlik önlemlerini artırmak için yenilikçi çözümler geliştirmelidir. Örneğin, hasta bilgilerinin korunması için uçtan uca şifreleme gibi teknolojilerin yanı sıra, sağlık profesyonelleri için özel olarak tasarlanmış iletişim platformlarının oluşturulması teşvik edilebilir.

- Hekimlerin İş Yükü ve Mesleki Tükenmişlik: Bu tür iletişim araçlarının hekimlerin iş yükünü ve mesleki tükenmişlik riskini artırabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Hekimlerin mesai saatleri dışında sürekli iletişimde olma baskısından korunmaları için mesleki sınırların net bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Bu noktada, hastalarımıza da önemli sorumluluklar düşmektedir. Hekimlerin hastanedeki mesaisi sona erdikten sonra, mesajlaşma platformlarındaki mesaileri de bitmiş kabul edilir ve yalnızca çok acil durumlarda ulaşılmaları uygundur. Mesai saatleri dışında gönderilen mesajlar, hekimin mesai algısını olumsuz etkileyebilir ve hastaya verilen yanıtları da aynı şekilde etkileyebilir. Bu durum, hasta veya yakınları tarafından yanlış anlaşılmalara yol açabilir.

Sonuç

WhatsApp gibi anlık mesajlaşma uygulamaları, hekim-hasta iletişimini kolaylaştıran bazı avantajları sunarken, beraberinde önemli riskler ve etik sorunlar da getirmektedir. Bu nedenle, bu tür uygulamaların sağlık alanında kullanımına ilişkin net yasal düzenlemeler ve etik kılavuzlar hazırlanmalı, hekimler bu konuda eğitilmeli ve hastalar bilgilendirilmelidir.

Kişisel olarak, hastalarımla iletişimimde WhatsApp gibi uygulamaları daha çok haberleşme amacıyla kullanmayı tercih ediyorum. Çok acil durumlar dışında, hasta değerlendirmesini (hasta görüntüleri, tetkik, radyolojik görüntüler) yüz yüze yapmayı önemsiyorum. Çünkü hasta sadece radyolojik görüntü ve tetkiklerden ibaret değildir; bir bütündür ve hasta muayenesi, sağlıklı bir değerlendirmenin en önemli unsurudur.
58 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


bottom of page