top of page
Yazarın fotoğrafıEmil Mammadov

Yenidoğan Ağrısı Hakkındaki Efsaneleri Ortadan Kaldırmak: Bilmeniz Gerekenler


Yenidoğanların acı hissedip hissetmediği sorusu kapsamlı araştırmalara konu olmuştur. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, yenidoğanların ağrılı uyaranlara verdikleri fizyolojik ve davranışsal tepkilerin yanı sıra yaşamın erken dönemlerinde yaşanan ağrının kısa ve uzun vadeli etkileri hakkında önemli bilgiler sağlamıştır.

Yenidoğanlar Acı Çeker:

Preterm bebekler de dahil olmak üzere yenidoğanlar, ağrılı uyaranlara karşı fizyolojik ve davranışsal tepkiler sergileyerek ağrı hissettiklerini gösterirler

Fizyolojik ve Davranışsal Göstergeler:

Yenidoğanlarda ağrı; kalp atış hızı, oksijen satürasyonu, kan basıncı değişiklikleri ve artan ağlama ve yüz buruşturma ile ilişkilidir. Yenidoğanlarda ağrı, genellikle bir dizi fizyolojik tepkiyle ilişkilidir. Bu tepkiler arasında kalp atış hızında artış, oksijen satürasyonunda değişiklikler, kan basıncında yükselme veya düşme gibi belirtiler yer alır. Ayrıca, ağrı hissi yenidoğanlarda artan ağlama ve yüz buruşturma gibi davranışsal tepkilere de neden olabilir. Yenidoğanların ağrıya karşı tepkileri, sinir sistemlerinin gelişim seviyesine, duygusal durumlarına ve çevresel faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, yenidoğanlarda ağrıyı değerlendirmek ve uygun tedavi yöntemlerini belirlemek için dikkatli bir gözlem ve değerlendirme gereklidir.

Nörolojik Kanıtlar:

Beyin görüntüleme teknikleri kullanılarak yapılan çalışmalar, prematüre doğanlar da dahil olmak üzere yenidoğanlarda ağrının kortikal düzeyde işlendiğini ve bilinçli ağrı algısına işaret ettiğini göstermiştir

Uzun Vadeli Etkiler:

Ağrıya erken maruz kalma, çocukların duygusal ve fiziksel gelişimini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, çocukların ağrıya olan hassasiyetini artırabilir ve ilerleyen yaşlarda kronik ağrı sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, erken yaşta yaşanan ağrı deneyimleri, çocukların beyin yapısını ve işlevini etkileyebilir, bilişsel ve duygusal gelişimlerinde gecikmelere neden olabilir. Uzun vadeli olarak, bu tür deneyimler travmatik etkiler yaratarak çocukların genel refahını olumsuz etkileyebilir ve yaşamları boyunca çeşitli zorluklarla karşılaşmalarına neden olabilir.

Ağrı Yönetimi:

Hem farmakolojik hem de farmakolojik olmayan yöntemleri içeren etkili ağrı yönetimi stratejileri çok önemlidir. Sükroz, anne sütü ve besleyici olmayan emme gibi tekniklerin yenidoğanlarda ağrı tepkilerini azalttığı gösterilmiştir

Klinik Uygulama ve Kılavuzlar:

Uzmanlar arasında, yenidoğanlarda ağrının düzenli olarak değerlendirilmesi ve hem acil hem de uzun vadeli olumsuz etkileri önlemek için uygun şekilde yönetilmesi gerektiği konusunda fikir birliği vardır

Sonuç

Prematüre doğanlar da dahil olmak üzere yenidoğanlar, fizyolojik ve davranışsal tepkilerinden de anlaşılacağı üzere ağrı hissederler. Yenidoğanlarda ağrı yönetimi, hem anlık rahatsızlığı hem de uzun vadedeki potansiyel gelişimsel etkileri azaltmak için gereklidir. Yenidoğanların tıbbi prosedürler sırasında uygun ağrı kesici almalarını sağlamak için etkili stratejiler ve kılavuzlar gereklidir.


82 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page